22 Mayıs 2022 Pazar

NİMLİ KELİMELER SERİSİ-BÖLÜM III

Nimli kelimeler serimizin üçüncü bölümü olan son bölümüne hoş geldiniz. Bölümün nimli kelimelerine geçmeden önce ikinci bölümün alıştırma sorusunu cevaplamak isterim. Hatırlarsanız eğer, soruda Harry Potter isminin bir karaktonim olabilmesi için Harry Potter’ın ne işle meşgul olması gerektiğini sormuştum. Şıklarda ise Hogwarts müdürü, sihir bakanlığında memur, Hogwarts yurdunda temizlikçi, Hogwarts’ta bitkibilim derslerinde kullanılacak çömlekleri yapan çömlekçi ve büyücü olarak kalmalıydı seçenekleri mevcuttu. Harry Potter isminin karaktonim olabilmesi için Harry’nin tabii ki bir çömlekçi olması gerekiyordu; çünkü “potter” kelimesi “çömlekçi” anlamına gelir. Hayali bir karakter olan Harry Potter’ın da ismiyle müsemma olabilmesi için çömlekçilikten başka bir işle meşgul olmaması gerekirdi=) Sorumuzun cevabını verdiğimize göre üçüncü bölümün ilk nimli kelimesiyle seriye devam edebiliriz.

Metonim:

Türkçede ad aktarması, düz değişmece ya da mecaz-ı mürsel olarak ifade edilir. Bir nesneyi ya da varlığı doğrudan söylemek yerine bir özelliğiyle ifade etmektir. Burada metoniminin metafor ile karıştırılmaması gerekir. Zira metaforda bir benzerlik ilişkisi kurulurken metonimide bir benzetme amacı yoktur, sadece anlamı karşılayacak şekilde adın aktarılması söz konusudur. Örneğin annelerimizin sıklıkla kullandığı “dolabını topla” ifadesinde bir metonimi söz konusudur. İfadedeki dolap, aslında dolabın içindeki tüm eşyaları kapsayacak şekilde kullanılmıştır. Ya da “Poe’yu okumanı tavsiye ederim” derken de metonimi yapmış oluruz. Burada Poe’yu fiziksel olarak okumak tabii ki söz konusu değildir, bahsedilen Poe’nun eserleridir. Dolayısıyla Poe ile Poe’nun eserlerini kapsayacak şekilde bir metonimi yapılmıştır. 

Metonimik bir dolap=)

Peki metonimi neden yapılır? “Poe’un eserlerini okumanı tavsiye ederim” yerine neden “Poe’yu okumanı tavsiye ederim” ya da “dolabındaki kıyafetlerini topla” yerine neden “dolabını topla” demeyi tercih ederiz? Üşengeçlikten mi? Zamandan tasarruf etmek için mi? Ya da böylesi daha mı etkili? Kulağa daha mı hoş geliyor? Daha derin bir anlam mı katıyor? Belki de bazen az çoktur. Bu noktada Alman mimar Ludwig Mies van der Rohe’nin çığır açan  “less is more” (az çoktur) sözüne selam gönderip metonimiyi minimalizme bağladığımıza göre bir diğer nimli kelimeye geçebiliriz=)

Mononim:

Ünlü bir kişiyi ifade etmek için onun sadece bir ismini kullanmaktır. Mononim, özellikle uzuuun isimli ünlüleri ifade ederken bir “metonim” etkisi yaratarak hem kolaylık hem de etkileyicilik sağlayabilir. Örneğin İtalyan ressam Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni’yi ifade etmek için uzuun uzuun ismini söylemek yerine sadece kısa ve öz bir biçimde, çünkü az çoktur, Michelangelo deriz ve böylece Michelangelo, ünlü ressamın mononimi olur. Mononimi ünlü şarkıcı isimlerinde de sıklıkla görmemiz mümkün. Örneğin Shakira (asıl adı Shakira Isabel Mebarak Ripoll), Madonna (asıl adı Madonna Louise Ciccone), Tarkan (asıl adı Tarkan Tevetoğlu) gibi isimler, söz konusu ünlü kişilerin mononimidir.

 

Mononim kardeşliği=) Zira Beyonce de tıpkı Shakira gibi bir mononim (merak edenler için Beyonce'nin asıl adı Beyonce Giselle Knowles-Carter'dır).

Örneklerde de görülebileceği üzere soy isimler değil, isimler kullanılmaktadır. Dolayısıyla bir ismin mononim olabilmesi için kişinin ilk ismi (yani soy ismi değil) olması önemlidir.

Numeronim:

Bir şeyin, sayılarla ifade edilme biçimidir. Örneğin genellikle giriş derslerini ifade etmek için “101” sayısı kullanılır. ISL 101 gibi. Dolayısıyla 101, söz konusu dersin bir numeronimidir. 7/24, “yedi gün yirmi dört saat verilen hizmetin” bir numeronimidir. 67, 41 gibi sayılar bağlamına göre Zonguldak ya da Kocaeli’ye ilişkin şeylerin bir numeronimi olabilir.

Peki numeronim bir metonim örneği olabilir mi? Sonuçta herhangi bir benzetme ilişkisi kurmadan sadece bir özelliği (kavramın sayısal özelliğini) bütünü ifade etmek için kullanıyoruz. Örneğin İzmir Karşıyaka’yı ifade etmek için 35,5 diyoruz. Ya da “bu dönem 101 çok zorlu geçti” derken herhangi bir giriş dersinden bahsedebiliyoruz. Bu noktada evet, bence numeronim bir metonim örneği olabilir. Yine de konuya ilişkin görüş bildirmek isteyenler yorum yaparlarsa memnun olurum=)

Paronim:

Aynı kökten gelen kelimelerdir. Hatta aynı kökten gelen kelimeleri bir arada kullanma sanatına Türkçede iştikak adı verilir. Örneğin “komşu, konuşmak, konak” eski Türkçede “-ko” kökünden gelir. Dolayısıyla “eski konaktaki komşular çok konuşkandı” dediğimde iştikak yapmış olurum.

Retronim:

Favori nimli kelimemi en sona bıraktım. Retronim, nimli kelimeler serimizdeki favori nimli kelimem oluyor. Retronim, belki adından da az çok anlamı hakkında tahminde bulunabileceğiniz üzere, bir nesneyi belirtmek için kullandığımız kelimelerin çeşitli sebeplerden dolayı-ki bu sebepler genellikle teknolojik gelişmelerden kaynaklanıyor-o nesnenin özelliklerini ifade etmeye yetmemesi durumunda başına bir niteleyici kelime getirilmesiyle oluşturulan yeni kelimelerdir. Retro denmesinin sebebi ise teknolojik gelişmelerle birlikte evrilen ve dönüşen nesnenin ilk, dolayısıyla eski, yani önceki (retro) hâlini anlatmaktır. Örneğin elektrogitar ortaya çıkınca eskisine akustik gitar denmesi, akustik gitarı bir retronim yapar. Renkli TV çıkınca eskisini siyah beyaz TV olarak ifade ettiğimiz zaman da siyah beyaz TV’yi bir retronim yapmış oluruz. Dijital saatlerden sonra eski saatleri ifade etmek için kullandığımız analog saat, ya da otomatik vitesten sonra ifadelendirdiğimiz manuel vites de birer retronim örneğidir. Çeşitli destinayonlarda da retronim örnekleri görmek mümkün. Örneğin Eski Foça, Eski Çarşı vb. ifadeler de retronime örnek olabilir.

Retronimle birlikte nimli kelimeler serimizin sonuna gelmiş oluyoruz. Nimli kelimeler tabii ki bu serideki kelimelerle sınırlı değildir. Ben bu seride, ilgi çekici bulduğum ve herkes tarafından bilinmeyebileceğini düşündüğüm kelimelere yer vermek istedim. Bildiğiniz ve seride yer almayan diğer nimli kelimeleri yorumlarda belirterek serinin gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

İki bölüm sonunda da yapmış olduğum gibi bu bölümün sonunda da bir alıştırma sorusu sorarak bölümü ve seriyi sonlandırmak isterim.

Alıştırma sorusu:

“Ticari, bekleme yapma!” sesiyle irkildi. Zira o sırada Adele dinliyordu ve gözleri kapalıydı. 435’in final soruları çok zordu ve kafasını dağıtması gerekiyordu. Eve gidene kadar dolmuşta biraz dinlenirim diye düşündü. Kafasını dayadığı dolmuş camından yolu izlerken birden gözleri dolmuşun tavana yakın kısmına iliştirilmiş analog saate ilişti. Analog saati dolmuş içinde gördüğü için şaşkındı; aynı zamanda acaba saat birinin kafasına düşmüş müdür diye de sormadan edemedi. Zira yollar Mariana çukurundan hallice çukurlarla, çukurun olmadığı yerlerde de çukuru kapamak için yapılmış eğreti tümseklerle doluydu…”

Yukarıdaki hikâyede geçen nimli kelimeler hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

a. Paronim, retronim, mononim, numeronim

b. Metonim, paronim, retronim, numeronim

c. Metonim, mononim, numeronim, retronim 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OKURKEN OFFFF DEDİRTEN “TÜRKÇE OFF” AKADEMİK MAKALELER ÜZERİNE

Bu yazımda Türkçe yazılmış akademik (!) makalelerde tespit ettiğim çokça yapılan yazım hatalarını ele aldım. Başlıkta “akademik” kelimesini ...