18 Temmuz 2022 Pazartesi

Emoticonlardan Hiyerogliflere Kısa Bir Yolculuk (ᵔ◡ᵔ)

Geçtiğimiz gün kutlanan Dünya Emoji Günü sebebiyle emojilerin atası olarak nitelendirebileceğimiz emoticon ve Japonlar arasındaki versiyonu kaomojiden bahsetmek istedim. MSN ve SMS nesli olarak da değerlendirebileceğimiz Y kuşağı için emoticonlar daha tanıdık gelebilir. Zira emojiler ve sosyal medya araçları (WhatsApp vb.) henüz kullanıma girmeden önce emoticonlar MSN ve SMS gibi mesajlaşma platformlarında duyguları kısa yoldan ifade etmek için sıklıkla kullanılmaktaydı. İngilizcedeki emotional (duygusal) ve icon (simge) kelimelerinin birleşmesinden oluşan emoticon, 1982 yılında Amerika’daki Carneige Mellon Üniversitesinde yapılan kötü bir şaka sonucunda ortaya çıktı. İlgili üniversitenin çevrim içi mesajlaşma panosuna cıva sızıntısıyla ilgili gönderilen şaka ciddiye alınınca üniversitede büyük bir panik yaşanmıştı. Bu noktada bilgisayar bilimci  Dr. Scott E. Fahlman, bir daha bu tür bir panik yaşanmaması için şaka olan haberlerin sonuna gülen yüzü simgeleyen :-) ifadesinin, şaka olmayan (ciddi olan) haberlerin sonuna ise çatık yüzü simgeleyen :-( ifadesinin koyulmasını önerdi. Bu öneri sadece söz konusu üniversite içinde değil, internet ortamında da geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenince emoticonlar hayatımıza girmiş oldu.

Dr. Scott Fahlman ve emoticonların ilk örneği gülen yüz


Emoticonların doğuşu, benim de favorim olan Japon emoticonların, orijinal ismiyle de kaomojilerin ortaya çıkmasını sağladı. Japonca kao (yüz) ve emojilerden bildiğiniz moji (karakter) kelimelerinin birleşmesinden oluşan kaomojilerin en belirgin özelliği, karakterlerde ağızdan çok gözlere vurgu yapılmasıdır. Bu unsur kaomojilerin, günümüzde dünya genelinde sıklıkla kullanılan ve günü bile kutlanılan emojilerden farklılaştığı en önemli noktadır. Zira emojilerde daha çok ağıza vurgu yapılır ve ağız farklı şekillerde gösterilir. Japonlar ise tıpkı bizim gibi gözlerin, insan ruhunun bir aynası olduğunu düşündüklerinden, ki biz de gözler kalbin aynasıdır deriz, kaomojilerinde duyguları ifade etmek için gözlere daha çok odaklanıp gözlerde değişiklikler yapmışlardır.

( ´ ` ) ,  ( ̄▽ ̄ya da () gibi.

Öte yandan kaomojiler sadece bir duygu durumunu değil karmaşık bir eylem, nesne ya da olayı ifade etmek için de kullanılabilir.

┬┴┬┴┤(_├┬┴┬┴

Örneğin yukarıdaki kaomoji, duvarın arkasında saklanma eylemini niteler. Yüz ifadesine bakıldığında saklanma eyleminin eğlence amaçlı olmadığını (yani saklambaç oyunu vb. sebeplerle), saklanan kişinin endişeli olduğu görülebilir. Dolayısıyla söz konusu kaomoji sadece duyguyu değil, aynı zamanda eylemi de ifade eder niteliktedir.

┬┴┬┴┤( ͡° ͜ʖ├┬┴┬┴

Burada ise saklanan kişinin eğlence amaçlı, en azında hâlinden memnun bir şekilde saklandığı çıkarımı yapılabilir.

Saklanmaktan bahsetmişken Mısır hiyeroglifleri aklıma geldi:-) Zira “hiyerogliflerde saklanmış mesajlar”, “hiyerogliflerdeki saklı anlamlar” vb. söylemleri, özellikle konuya ilgisi olanlar sıklıkla duymuş olabilir; fakat bu yazıda hiyerogliflere değinecek olmamın asıl sebebi, onlara olan özel ilgim ve saklı anlamları deşifre etme gayretim değil, hiyeroglifler ile emojilerin neredeyse (!) bir tutularak sosyal medyada mem hâline dönüştürülüp yıllardır paylaşılmasıdır:

Tıpkı bu



ya da bu görsel gibi:




(҂` ´)(bu benzetmelere çok sinirlendiğimden bu duygumu ifade etmek için söz konusu kaomojiden daha uygunu olamazdı.

Hiyeroglif ve emojiler arasındaki tek ortak nokta, her ikisinin de konuşma dili değil, yazı dili olmasıdır. Yani Antik Mısırlılar hiyeroglifleri konuşmak için değil, yazmak için kullanmıştır. Öte yandan görsellerdeki benzetmelerin doğruluğundan bahsetmek mümkün değildir. Zira hiyeorgliflerin her biri bir harfe karşılık gelir. Örneğin ağız emojisine benzetilen hiyeroglif R harfine, genellikle onay ve övgü anlamında kullanılan baş parmak yukarı emojisine benzetilen hiyeroglif ise D harfine karşılık gelir. Öte yandan hiyeroglifler sadece harf olarak değerlendirilemez. Bağlama göre farklı anlamlara gelebilirler. Okunuşları da emojiler gibi “kullanıcı dostu”, yani kolay değildir. Hiyeroglifler arasında yerden tasarruf amaçlı olarak boşluk bırakılmamış olması, okunuş yönünün değişebilmesi vb. durumlar, hiyeroglif okunabilirliğinin sadece günümüzde değil antik dönemde Mısırlılar arasında da oldukça düşük olmasına sebep olmuştur. Ayrıca hiyerogliflerin Mısırlılar tarafından Tanrı’nın sözleri (Medhu Neter) olarak nitelendirilmesi, sadece üst sınıfın mezar duvarlarını süslemesi, belli bir kesim tarafından okunabilmesi, yazılış ve okunuşundaki zorluk gibi sebepler bile hiyerogliflerin emojilerle karşılaştırılmasının ne kadar cahilce bir durum olduğunu gözler önüne sermektedir.

Bu arada yerden tasarruf demişken hiyerogliflerde sesli harf temsilinin olmadığının bilinmesi gerekir. Zira kavramların sesli harfler olmadan yazılması da yerden tasarrufun bir sonucu olabilir. Örneğin güzel anlamına gelen “nefer” kelimesi yazılırken ünlü harfler çıkarılır ve kelimenin sessiz harflerden oluşan iskeleti, yani “nfr” yazılırdı. Bu noktada emojilerle olmasa da günümüz mesajlaşma dili ile arasında bir benzerlik kurulabilir. Zira yerden tasarruf ya da üşengeçlik vb. sebeplerden selam, merhaba ya da kendi de bir kısaltma olan naber (ne haber kelime öbeğinin kısaltması) gibi çoğu kelime kısaltılarak slm, mrb, nbr gibi ifadelere dönüşebilir. Tıpkı hiyeroglif yazımındaki yöntem gibi.

Emoticon ve kaomojiyi de Mısır hiyerogliflerine bağladığıma göre yazıyı burada sonlandırabilirim. Bir sonraki yazıda  (o´`o)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OKURKEN OFFFF DEDİRTEN “TÜRKÇE OFF” AKADEMİK MAKALELER ÜZERİNE

Bu yazımda Türkçe yazılmış akademik (!) makalelerde tespit ettiğim çokça yapılan yazım hatalarını ele aldım. Başlıkta “akademik” kelimesini ...